Yolun başında tanışalım...
İnsan bazen yaşamın ortasında durur, etrafa değil, içine bakar. Nereden geldiğini, nereye gittiğini değil… Sadece nasıl hissettiğini yoklar. Bu blog tam orada başlıyor.
Hayatın aceleciliğinden yorulduğum bir dönemde kendime bir söz verdim: Daha sade, daha sakin, daha anlamlı bir yol seçeceğim. Kimi gün bunu beceriyorum, kimi gün dağılıyorum. Ama hep yoldayım.
Okuduğum bir kitapta “insan yürüdükçe kendi sesini duymayı öğrenir” diyordu. Belki de bu yüzden uzun süredir yazmak istiyorum. Çünkü yazmak da bir yürüme biçimi. Bir çeşit iç yolculuk. Kimi gün bir dizenin ardına saklanıyorum, kimi gün bir paragraf beni toparlıyor. Kimi gün tek bir kelime bütün yükümü hafifletiyor.
Bu blogda sana ve kendime, yolun içinden geçen küçük notlar bırakacağım:
•.Okuduğum kitaplardan kalan cümleleri,
•İçime yer eden şiirleri,
•Sessizlikten çıkardığım anlamları,
•Kendimi yeniden kurduğum anları
•Ve bazen sadece kırgınlığımı...
Burada mükemmelliğin değil, içtenliğin peşindeyim. Hayatın karmaşası içinde bir köşeye çekilip “biraz durayım” diyen herkes için bir yer olsun istiyorum burası.
Belki bir cümlem sana iyi gelir.
Belki bir şiir seni hatırlatır.
Belki sadece aynı sessizliğin içinden geçeriz.
Ne olursa olsun, hoş geldin.
Yolun içinden geçerken birbirimize rastlamak güzel.
Yorumlar
Yorum Gönder